Akciğer kanseri, ülkemizde kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedenlerindendir. Akciğer kanseri genellikle erken evrelerde belirti ve semptomlara neden olmaz. Akciğer kanserinin belirti ve semptomları tipik olarak hastalık ilerlediğinde ortaya çıkar. Hastalar bu nedenle akciğer kanseri olduklarını genellikle hastalık diğer organlara yayıldığı zaman öğrenirler.
Akciğer Kanseri Tedavisi
3 ana tedavi seçeneği vardır: cerrahi tedavi, kemoterapi ve radyoterapi. Tedavi kararı hastalığın evresine göre belirlenir.
Evre 1
Kanser 3 santimetre veya daha küçüktür ve lenf bezlerine veya diğer organlara yayılmamıştır. Tedavi tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Kemoterapi ve radyoterapi gerekli değildir. Hastalık evre 1a’ da ise (tümör 1 cm’den küçükse) 5 yıllık sağ kalım oranı %92 civarındadır. Yüksek tedavi oranlarına rağmen akciğer kanserlerinin sadece % 16’sı erken teşhis edilebilir.
Amerikan Kanser Enstitüsü’nün (NCI) 53.000 sigara içen ve önceden içmiş insan üzerinde yaptığı araştırmaya göre basit göğüs Röntgeni yerine düşük doz Bilgisayarlı Tomografi (BT) ile Akciğer Kanseri taraması ile akciğer kanserinden ölüm oranının yüzde 20 oranında azaldığını bulmuştur. Erken kanser tespiti, tedavi seçeneklerini ve tedavi şansını artırır. 30 paket-yıl sigara içme öyküsü olan veya ailesinde akciğer kanseri öyküsü olan kişilere tarama önerilmektedir.
Evre 2
Kanser 3 santimetreden büyüktür ya da lenf bezlerine yayılmış ve bronş etkilenmemiştir. Tedavi seçenekleri sadece cerrahi tedavi ya da ameliyattan sonra geride kalmış olabilecek kanser hücrelerini yok etmeye çalışmak için ilave adjuvan kemoterapidir.
Evre 3
Evre 3 hastalık oldukça heterojen bir gruptur ve bu grup hastada tedavi bir çok yönü ile tartışmalı olmuştur. Tedavi planlaması genellikle medikal onkolog, radyasyon onkoloğu ve göğüs cerrahının yer aldığı multidisipliner bir ekip tarafından verilir. Tedavi seçenekleriniz tümörün boyutuna, akciğerinizde nerede olduğuna, hangi lenf bezlerine yayıldığına, genel sağlığınıza ve tedaviyi ne kadar iyi tolere ettiğinize bağlıdır.
Kemoradyoterapi (kemoterapi ve radyoterapi) ve ardından akciğerin bir kısmını veya tamamını çıkarmak için ameliyat olabilirsiniz. Ameliyat için uygunluğunuz genel sağlığınıza ve ne kadar iyileşeceğinize bağlıdır. Ameliyattan sonra ilave kemoterapi uygulanabilir.
Akciğerin tamamını veya bir kısmını çıkarmak için cerrahi tedavi ve ameliyat sonrası kemoterapi başka bir tedavi seçeneği olabilir. Tedaviye ilave olarak radyoterapi de eklenebilir.
Ameliyat olmanıza engel bir tıbbi durum olması ya da cerrahi tedavinin uygun olmaması durumunda , kemoradyoterapi tedavisi alabilirsiniz. Kemoradyoterapi sonrası tedaviye immünoterapi eklenebilir. İmmünoterapi, kanserle savaşmak için bağışıklık sistemimizi kullanır. Bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasına ve saldırmasına yardımcı olarak çalışır.
Evre 4 (İleri Evre Akciğer Kanseri)
Hastalık teşhis edildiğinde yayılmıştır ve bu kanserlerin tedavisi çok zor olabilir. Evre 4 akciğer kanserinde tedavi hedefi; yaşam kalitesini bozmadan tedaviye bağlı yan etkileri en az düzeyde tutarak yaşam süresini uzatmaktır. Tedavi seçenekleri, kanserin nereye ve ne kadar yayıldığına, kanser hücrelerinin belirli gen veya protein değişikliklerine sahip olup olmadığına ve genel sağlığınıza bağlıdır.
Sağlığınız iyiyse, cerrahi tedavi, kemoterapi, hedefe yönelik terapi, immünoterapi ve radyasyon tedavisi gibi tedaviler daha uzun yaşamanıza yardımcı olabilir ve semptomları hafifleterek daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Fotodinamik terapi (FDT) veya lazer tedavisi gibi diğer tedaviler de semptomların hafifletilmesine yardımcı olmak için kullanılabilir.
Tek Port VATS Lobektomi/Segmentektomi
Erken evre akciğer kanserinin (evre 1 veya 2) cerrahi tedavisi lobektomi (akciğerin büyük bir bölümünün cerrahi olarak çıkarılması) veya sublobar rezeksiyon (küçük akciğer segmentinin cerrahi olarak çıkarılması) olarak yapılmaktadır. Tümörün boyutuna ve konumuna, hastanın yaşına ve akciğer fonksiyonuna bağlı olarak akciğerin bir bölümünü veya tamamını çıkarabilir.
Geleneksel açık cerrahi yaklaşım olan torakotomi ile lobektomi veya sublober rezeksiyon yapıldığında kaburgalar arasında uzun bir cerrahi kesi açılır ve kaburgalar daha sonra ekartör denilen kaburga ayıracı ile birbirinden ayrılır. Böylece cerrah göğüs boşluğunu görebilir ve tümörü veya etkilenen dokuyu çıkarabilir. Geleneksel açık cerrahi yaklaşım olan torakotomide, evde uzun bir iyileşme süresi ve tipik olarak hastanede uzun bir yatış süreci gerektirir. Ayrıca ameliyat sonrası ağrı kapalı cerrahi yaklaşımlara göre daha fazla olmaktadır.
Kliniğimizde uygulanan Tek port VATS yönteminde ise ameliyat sadece tek bir küçük kesi ile (2-3 cm) gerçekleştirilmektedir. Teknolojik gelişmeler ile küçük bir kesiden girilecek olan kamera sadece 5 milimetre boyutundadır. Özel olarak tasarlanmış aletler de aynı kesiden yerleştirilebilir. Kliniğimizde port kesisinden yerleştirilen kamera ve aletler ile akciğer kanserinin cerrahi tedavisi (lobektomi, pnömonektomi veya segmentektomi) gerçekleştirilebildiği gibi, kompleks akciğer kanseri hastalarıda (sleeve rezeksiyon ve göğüs duvarı rezeksiyonu) aynı yöntem ile başarılı bir şekilde yapılabilmektedir.
VATS tekniği ile iyileşme süresi sadece 2-3 gündür. Bu yeni teknik daha hızlı iyileşme ve normal aktivitelere dönüş, daha kısa hastanede kalış, daha az ağrı ve yara izi ve ameliyat sırasında minimum kan kaybı gibi avantajlara sahiptir.
Detaylı bilgi için Tek Port VATS Yöntemi (U-VATS)